Ben Geldim :) Soru ve Cevaplarla :)

Merhabalar;

Bir önceki yazımda sizlere aniden izne ayrıldığımdan bahsetmiştim. O yazıyı telefondan, acilen girmiştim ki merak edip mail atan, mesaj atan dostlarım olmuştu. Doğrusu, klavye ile yazmanın keyfini vermese de, en azından acil durumlarda veya bilgisayarı görmek istemediğiniz anlarda telefon da kurtarıcı olabiliyor:) Teknoloji hakkaten bizler için var. Bu arada, size yazacaklarım var, bol bol fotoğraf makinemi kullandım bu ara. Onunla yeniden barıştık sanırım:) Bunun yanında bir de minik misafirimiz oldu evimizde:)) Artık 4 kişiyiz:) Yok durun yanlış anlaşılmasın, bir muhabbet kuşumuz var artık. Henüz kendisiyle yeni yeni ısındığımızdan onu dilediğim gibi fotoğraflayamadım. İstediğim gibi bir fotoğraf çekebildiğimde minik Karaca'mızı da sizlerle tanıştıracağım.

Gelelim bugünki yazımıza. Ben izindeyken sevgili urfatutkunu bana güzel mi güzel bir mim bırakmıştı sağolsun. Ancak bugün ona cevap verebileceğim ki bilgisayardan kendimi olabildiğinde uzak tutmaya çalıştım, hatta izin süresinde elimi bile sürmedim azimle bilgisayara:)

Haydi buyrun sorulara geçelim:

      Duyularımıza ithafen;

       En sevdiğin 3 görsel:
  • Penceremden gece İstanbul yolu boyunca uzanan sokak lambalarına kuşbakışı bakmak
  • Alaaddin tepesinden Mevlana türbesinin yeşil kubbesine bakmak
  • Denizde ufuk çizgisini izlemek
     En sevdiğin 3 ses:

  • Dalga sesi
  • Tambur ve ney sesi
      En sevdiğin 3 tat:

  • Çikolata
  • Kahve
  • Peynir :)
      En sevdiğin 3 koku

  • Odun kokusu
  • Yağmur sonrası toprak kokusu
  • Yosun kokusu 
      En sevdiğin 3 his:

  • Huzur
  • Güven
  • İnanç-iman
Vee gelelim diğer mime; blog açma hikayem:

16.01.2008 tarihinde hilaltimur.blogcu.com adresinde başladım blog macerama. O zamanlar tevafuken bulduğum birkaç bloğu okumuştum ve hoşuma gitmişti. Hemen araştırdım, blog nedir nasıl olur diye. Hemen kendime bir adres aldım ve başladım yazmaya. Örgüyü ve yemek-pasta yapmayı çok seviyordum. O zamanlar oyuncak yapmıyordum ama çeşit çeşit örgüler, avizeler, el emeği birçok şey yapıyordum kendimce. Zamanla blog beni sardı ben bloğu:) Dostlar edindim, çok sevdiğim dostlar ve kopamadım bir daha bu dünyadan. 21 Mart 2008 tarihinde blogspot adresini de aldım ancak blogcuya öyle alışmıştım ki blogspota ısınamadım bir süre. Sonunda blogcudaki bitmek tükenmek bilmeyen sorunların neticesinde 18 Ağustos 2009 tarihinde blogspota ayrılmamak üzere geldim. Hala buradayım ancak blogspotun kapatılma ihtimali zaman zaman karşımıza çıktığından dolayı yazılarımı hilaltimur.wordpress.com adresinde de depoluyorum. 

İşte benim blog hikayem de böyle; sevgiyle kalın...

izinde olmak :)

bir haftalik izindeyim,kac gundur size yazayim diyorum ama evde olma hali beni cezbetti,yazamadim:)telefondan yaziyorum noktalama ya da harf hatasi yaparsam affola. son olarak belirtmeden gecmeyeyim:evde olmak hakkaten paha bicilemez:) cook sukur

Banyolu - Sulu Yumuşacık Börek


Gününüz güzel ve güneşli olsun diyerek başlayayım sözlerime:)

Güneş dedik de, hala her ikindi yağmur yağıyor Konya'da, bu sene çook bereketli olacak İnşaAllah. 19 Mayıs'ta ektiğimiz biber ve domates fidelerimizden sonra bahçeye 2 gün uğrayamayacak oluşumuz neticesinde yağmurun yağması da ayrı bir güzel oldu, çok şükür. Biber ve domateslerin yanında bir de salatalık ve kornişon ektik. Doğrusu ekşi otu, kabağı, salatalığı, kornişonu da severim ama domates ve biberlerin yeri bambaşka. O domates fidelerinin mis gibi domates kokusunu çektim içime, Rabb'im ne güzel nimetler yaratmış biz kulları için. 

Bugün, banyolu ( sulu ) börek tarifi vereceğim ki bu tarifi de sevgili Cahide'den aldım. Daha önceleri hiç denememiştim. Kesinlikle damak tadımıza çok uygun olduğunu gördük. Yumuşacık bir börek oluyor. Hazır yufkayla yapıldığı belli bile olmuyor. Çok beğendim, tavsiye ederim. 

      Malzemeler

  • 6 yaprak yufka
  • 2 bardak yoğurt ( ben kendi mayaladığım yoğurdu kullandım. Süzme yoğurt kullanmak yerine çalma yoğurt daha iyi netice verir kanaatindeyim. )
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 1 paket kabartma tozu

      İç malzemesi:
      ( dilediğiniz iç malzemesini kullanabilirsiniz )
  • Haşlanmış patates - ufak ufak doğranmış
  • ince kıyılmış maydonoz
  • Beyaz peynir
      Böreklerin Üstüne:
  • 1 yumurta sarısı

       Yapılışı:

  • Yufkanın bir katını serin. İçine yoğurt, sıvıyağ ve kabartma tozu karışımından sürün.
  • Diğer yufkayı üzerine koyun ve yufkaları 8 parçaya bölün.
  • İç malzemesini koyup sigara böreği gibi sarın.
  • Börekleri kevgire koyup üzerine su tutun. Hemen alıp yağlı kağıt serdiğiniz hafif yağlanmış tepsinize börekleri koyun.
  • Üzerine yoğurt yumurta karışımını sürün ve ister susam ister çörekotu serpip fırında pişirin.
      Not: Çabuk pişiyor, ben 185 derecede pişirdim.

    Not 2 : Börek ancak 1 adet kaldığında fotoğraflayabildim :) Yani ben derim ki, bu börek kesinlikle denemeye değer :)



Zeytinyağlı Dolma


Etli dolmalarla pek aram olmasa da, zeytinyağlılarla aram çok iyidir:) Limonlu limonlu, hele de 5 çaylarında nasıl güzel gider öyle değil mi? Çok severim. Kırmızı bibere ise bayılırım. Yazın bol bol alıp, mangalda közleyip buzluğa atıyorum, çok seviyorum. Özellikle peynirle çok güzel gidiyor :)

Daha önce sizlerle zeytinyağlı yaprak sarması ve zeytinyağlı biber ve kabakçiçeği dolmasını paylaşmıştım sizlerle. Bu kez sadece kırmızı biberden yaptım. Tarifi ise Aslıhan'ın öve öve bitiremediği zevgili Zeynep Ablamız'ın dolma tarifinden yaptım. Zeynep ablamız Antep'li ve harika yemekler yapıyor. Aslıhan Antep'e gittiğinde tanışmışlardı. Bloğunu mutlaka ziyaret edin, çok marifetli bir insan. Çok da tatlı dilli sağolsun.

Gelelim tarifimize...

Malzemeler:

  •  10 - 12 adet kırmızı biber
  • 3 bardak pirinç
  • 1yemek kaşığı biber salçası
  • 1,5 yemek kaşığı domates salçası
  • 1 çay kaşığı karabiber
  • 2 adet kurusoğan
  • 7 - 8 diş sarımsak
  • 1 çay kaşığı limon tuzu ( yarım çay bardağı sıcak suda eriterek )
  • Zeytinyağı
  • Tuz
  • Yarım bardak su
Yapılışı: 
  • Pirinci sıcak suda yaklaşık 1 saat bekletin.
  • Biberlerin kafa kızmını kesin ve içini çıkarın.
  • Tencereye yağı ve ince ince doğranan soğanları alıp kavurun. 
  • Soğanlar pembeleşince pirinçlerin suyunu süzüp onları da ekleyin ve kavurun.
  • Salçaları ekleyip kavurmaya devam edin. 
  • İçine yarm bardak su ekleyin, pirinçler suyu ekleyince altını kapatın.
  • Hazırlanan içi büyükçe bir karıştırma kabına alın.
  • İçine karabiber, sarımsak, limon tuzu ve tuzu ekleyin.
  • Dolmaları, iç ılıyınca doldurun ve tenreceye dizin. 
  • Çok az bir suyun içinde salça ezin ve her bir dolmanın içine bu sostan biraz dökün.
  • Çok kısık ateşte pişirin, 2 saate yakın zaman alıyor pişmesi. Sabırlı olun sonunda yemesi harika oluyor :)



Sıvıyağ İle Un Kurabiyesi


Merhabalar;

Haydi Bismillah diyerek uzun zaman ara verdiğim yazılarıma bugün başlıyorum. Daha önce hiç un kurabiyesi yapmamıştım açıkçası. Yaptığım tüm kurabiyeler de hep tereyağı ile yapılanlardı. İlk olarak kardeşim Aslıhan yapınca yemiştim sıvıyağla yapılan kurabiyeyi. Bilirsiniz, son zamanlar krem şanti ile yapılan kurabiye pek bir yapılır oldu. Tadı harika olduğu gibi içinde şeker bile yok. Tarife Aslıhan'ın bloğundan bakarsınız. Denemenizi tavsiye ederim.

Gelelim benim yaptığım un kurabiyesine. Çok sevdiğim dostlarım gelecekleri için hemen farklı birkaç tarif denemeye karar verdim. Hem gelecek olanlar yabancı da değildi. Dolayısıyla ilk denediğim için olmama ya da kötü olma endişesi de taşımadım ki olmasa bile bir peynir zeytin bir de ekmek olsa dostlarımla yine yer içeriz diye düşündüm. İnsanın bu kadar rahat hissedebilmesi ne de güzel öyle değil mi? Gerçi bir de şu var, tarifi sevgili Cahide'den aldım. Dolayısıyla olmama gibi bir ihtimal vermedim ama işte olur ya bir aksi durum. Cahide'den bu kez 3 tarif denedim 3'ü de tarif defterime not edildi. Üçünden de hakkaten çok çok memnun kaldım.

Gelelim kurabiye'nin yapılışına.

        Malzemeler:

  • 1 su bardağı pudra şekeri
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 1 çay kaşığı karbonat
  • Aldığı kadar un

      Yapılışı:

  • Şekeri ve yağı iyice karıştırın.
  • Un ve karbonat ekleyin.Unu azar azar ekleyin ve yumuşak bir hamur elde edince eklemeyi bırakın.
  • Ceviz büyüklüğünde parçalar alıp yuvarlayın.
  • 175 derece fırında hafif pembeleşene kadar pişirin. Kısa sürede pişiyor, aman dikkat.
Not: Kurabiyelere şekil vermek için üzerlerine çatalla bastırdım.

İnanın o kadar güzel oldu ki, misafirlerimiz gittikten sonra oturup hepsini bitirdik :) Çok hoşumuza gitti. Çok kısa sürede de hazırlandığı için sık sık yapmaya karar verdim. 
Haydi, hepinize şimdiden afiyet olsun.

Ücretsiz Kitap İsteyenler Buyrun


Merhabalar;

Daha önce hatırlarsınız Sabiha Paktuna Keskin'in "Çocuğunuzun Yeteneğini Keşfedin" kitabı hakkında bloğumdan bilgi vermiştim.Şimdi ise "Annelik Akademisi" iki farklı kitap hediye ediyor. "Hamileyim" veya "Bebeğim", hangi kitabı isterseniz seçiyorsunuz, kitap sadece kargo ücretine ( 4,9 TL ) sizin oluyor.


Buradan, Şuradan, Oradan Haberler :)

Bahar geldi gelecek derken, bu sabah yaz günlerini aratmayacak bir güneşle uyandık sabaha. İnsan neşeli oluyor böyle zamanlar, güneşi ve bize gülümsemesini özlemişim ben. Hele ki pazar günü evde saksılara ektiğimiz domates tohumlarının fide olduğunu görüp bahçeye onları ektikten sonra, bol yağmur ve ardından bol güneş ister oldum :)) Gerçi bu sene Konya yağmura çok şükür doydu. Nisan yağmurları neredeyse 2 ay sürdü desem abartı olmaz. Aa bu arada pazar günü domates fidelerinin yanında bahçeye mor soğan, ekşi ot ve kabak da ektik. Biber fidelerimiz henüz yeterince büyümedikleri için onları birkaç haftaya kadar ekmeye karar verdik. Geçtiğimiz yıl balkonda domates - çeri - yetiştirmiştik ama elbette ki yeterli olmamıştı bizim için. Geçen seneki ekşi otlarımız, maydonozlarımız, soğanlarımız ve biberlerimiz de işte burada.

Yemekteyiz programını izleyen vardır aramızda. Ben özellikle yöresel olanlarını çok severek izlemiştim. Hem programı seviyorum, hem de bir yandan sevmiyorum ki nimetlere sürekli bir beğenmemezlik yapılıyor. Yarışma havasından mıdır nedir bilinmez ama hoş değil tabi. Neyse, dün yemekteyiz programında Naciye Teyze vardı. Hani oğlu Mevlüt "var mısın yok musun" programında yarışırken annesini tanımıştık. Klasik Konya'lı bir teyze Naciye Teyze. Onu yemekteyiz programında görünce çok sevindim. Konya'nın harika lezzetlerini tanıtacak diye düşündüm ki hakkaten yanılmadım. Babaannemle birlikte izledik programı. Su böreğini, yoğurt çorbasını, sarmayı, baklavayı izlerken babaannem hep yorum yaptı. Evet evet, aynen böyle, doğru yapıyor şeklinde. Naciye teyze babaannemden tam not aldı bir Konya'lı olarak. Yarışmadakiler eleştirseler ne yazar :))

Eklenmeyi bekleyen tariflerim var, önce şu üzerimdeki bahar yorgunluğunu atmalıyım ama. Yorgunluk dediysem, işte blog yazmaya karşı olan yorgunluk diyelim :) Tabi bir de başka durumlar içindeyiz şu sıralar, pek elim yazmaya gitmiyor. Bakalım, güneşli havalarla birlikte kısmetse yazmaya başlayacağım ben de :)

Sevgiyle kalın..


Çocuklara Söz Geçirme Sanatı - 2

Bugün kendime birkaç kitap alayım diye kitapyurdu'nda dolaşırken, içimden dedim ki: " bu kez çocuk eğitimi ile ilgili kitap alma, kendin için al birşeyler". Önce "Şah ve Sultan'ı ekledim alışveriş sepetime. Sonra bir baktım "Mahallenin en mutlu yumurcağı"nı inceliyorum:) Anladım ki bu iş zor olacak. Bir allışverişe gittiğinde insan hep çocuğuna mı birşeyler bakar, inanın bende öyle. Kendime birşeyler almayı hep unutuyorum :) 

Neyse, kitaplar konusunda kararlıyım ama. Bir süre - ki şu an Elizabeth Pantley'in bir kitabını okuyorum - farklı kulvarlarda okumaya devam edeceğim :) Roman da olabilir, bakalım zaman gösterecek ama önce içimdeki anneye dur diyebilmeliyim :))

Biliyorsunuz, Çocuklara söz geçirme sanatı'nın özetine başladım geçtiğimiz günlerde. İlk yazıyı buradan okuyabilirsiniz. Buyrun bu da ikincisi: 


Hatalı davranışların Bir Listesini Yapın:

Çocuklarımız onaylamadığımız davranışları sık tekrarladıklarında bundan hoşlanmadığımızı, devam etmesi halinde bazı yaptırımlar uygulayacağımızı belli etmemiz gerekir. Bunun da en kolay ve etkili yolu, hatalı davranışların listesini yapıp herkesin görebileceği - buzdolabı kapağı gibi - bir yere yapıştırmaktır. Liste hazırlanmadan önce aile toplantısı yapılmalı, olumsuz davranışların neden istenmediği açıklanmalı, kuralların herkesin faydasına olduğu anlatılmalı, bu konuda çocukların görüşü alınmalıdır. 

Liste hazırlandıktan sonra, olumsuz davranışlardan kaçınmak ve çözüm üretmek için neler yapılması gerektiği örnekleriyle anlatılmalıdır.

Kuralı bozan sonucuna katlanmalıdır ama mantık çerçevesinde. Örneğin kardeşinin oyuncağını kıran bir çocuğa iki gün sokağa çıkmama cezası vermek, sebep - sonuç ilişkisine aykırı olduğu için mantıklı ve adil değildir. Bunun yerine, harçlığından biriktirdiği para ile kırdığı oyuncağın yenisini alma cezası daha öğretici ve daha etkili olacaktır.

Tecrübe iyi bi öğretmendir. Çocukların yaptığı her hatalı davranış ve her yanlış anlara birşe öğretir. Görünürde hatalı davranış yüzünden bir şey kaybederler. Ancak gerçekte, bu kayıptan ders alır, tecrübe kazanır, yeni kayıplar yaşamamak için daha dikkatli davranmayı ve yeni çözümler bulmayı öğrenirler.

Çocuk eğitiminde İşe Yaramayan Yol ve Yöntemler

  • Çocuğun her istediğini yerine getirme ve davranışlarına sınır koymama
  • Evde başka dışarıda başka davranma:  Dışarda yapasını istemediğiniz davranışlara vede de izin vermemelisiniz. Yoksa sadece dışarda bu kısıtlamayı yapmaya çalışmanız faydasızdır.
  • Aynı davranışa farklı tepkide bulunma: Ebeveynlerin ve çocuğa bakanların aynı şeylere kısıtlama getirmeleri, aynı şeylere olur vermeleri gerekmektedir.
  • Tekrarlama, yalvarma, yakınma, rüşvet teklif etme ( .. yaparsan çikolata veririm gibi ), bağırma ve emir verme, ceza ile yola getirmeye çalışma, başkalarıyla kıyaslama, alay etme, boş tehditlerde bulunma ( oyun bitti, hemen yukarı çık yoksa bir daha sokağa çıkamazsın gibi ), başkalarının önünde küçük düşürme, nasihat etme...
Şimdilik bu kadar, devamı gelecek. Tekrar görüşmek üzere. 
Sevgiyle kalın...
                                                                                                         

anneysen.com da yazmaya başladım

Merhaba arkadaşlar;

Artık Anneysen.com'da da yazmaya başladım. 

Profilime buradan, eklediğim ilk yazıma ( anne sütü sağma ve saklama ) buradan ulaşabilirsiniz.

Sevgiyle kalın...


Geçmişe Kısa Bir Bakış

Bu şarkıyı yıllar sonra tekrar dinlememe vesile olan,
Ve hatta ard arda bana söyletip dilimin damağımın kurumasına vesile olan :) minik kaşifim...
Sağol...

Sizin çocuklarınız da eminim çok sevecekler bu şarkıyı...

Related Posts with Thumbnails