Fırında Çok Pratik Mantar


başkaldıran yığınların coşkusu 

gece seninle ışıyacak 
seninle karılacak sabahın harcı 
sevdalıyım 
sevdalıyım sana 
ırgatın bağrından sökülen şafak 

Orhan Kotan


Mart kapıdan baktırır derler ya, hakikaten öyle olacak bu sene, anlaşıldı. Nasıl bir kar var burada, anlatamam. Gül yaprağı dökülüyor sanki gökten. Çıkıp dışarıda gezmek vardı şimdi :) Baharın, cıvıl cıvıl kuşların özlemini de çekmiyor değilim bir yandan. Saksıya diktiğim nergis ve sümbül soğanlarının filizlenmesini, biber domates fidelerimizin büyüyüp boy vermesini, dışarıda gezerken üşüme korkusundan çook uzak olabilmeyi. Özledim...

Neyse, lafı fazla uzatmadan, son zamanlar favorimiz olan bu güzel yemeği - yani tam olarak yemek denir mi emin değilim ama - sizlerle paylaşmak istiyorum. Öyle lezzetli oluyor ki, mantarın çok değişik hallerini denedim ama, sanırım bu top 1 olacak bu gidişle. Sağolsun bu tatla beni eşim tanıştırdı. Ne zaman mantar yapacak olsak, mutfağa o geçiyor zaten:) Ben sadece yeme faslındayım :D Hemen tarife geçiyorum. 

Malzemeler:

Mantar
Biber
Domates
Tuz
Zeytinyağı

Üzeri için:

Kaşar peyniri rendesi
Tulum peyniri

Yapılışı:


  • Güveç kabının tabanına çok az zeytinyağı koyun.
  • Mantarları küp küp doğrayıp kaba ekleyin ve üzerine tuz serpin.
  • Her bir güveç kabına 5-6 adet küp kesilmiş biber ve ince dilimlenmiş 3-4 dilim domates ekleyin.
  • 180 derecelik fırına pişmeye bırakın.
  • Mantarlar pişince - ki çok çabuk pişiyor - üzerine peynirlerden ekleyin ve fırını ızgara ayarına getirin ( ya da 200-220 dereeye ayarlayıp üst tarafa alın güveç kabınızı ). Burada amaç peynirlerin kızarması.
  • Sonrasında, size sadece afiyet olsun diyebilirim :)
Not: Mantarlar ciddi sulanıyor, bu su çok lezzetli. Ben bazen suyunu alıyor ve çocuklara mantar çorbası yapıyorum. Tadı enfes oluyor.


Ev Yapımı Çıtır Cips



Dostları özlemle kucaklamayı unutma
Çocuk sevmeyi çiçek koklamayı unutma
En zorlu anındayken bile kavganın
Gökyüzüne bakmayı unutma...
                                               A.Behramoğlu


Ne kadar koşturmacalı hayatlarımız var her birimizin. Vakitsiziz... Belki de bahanemiz bu. Her ne olursa olsun nedeni, pek bir yoğunuz... Yapacak öyle çok işimiz var ki, bir türlü yetiştiremiyoruz... Şöyle düşünmeli belki de, ya yapacak hiç işimiz olmasaydı, hiçbir meşgalesi olmayan insan ne yapar düşünsenize... Dert yanmamalı sanırım işten güçten. Ama arada bir, Ataol Behramoğlu'nun da dediği gibi, kaldırıp başını gökyüzüne bakmalı... Unutmayalım diye, unutmayım diye, kendime düştüm bu notu... Kalp kırmadan, burada çok az vaktimiz olduğunu kabullenerek, bir gün göçüp giderken, geride kalan hatıralarda hep güzel anılmak, hep iyi hatırlanmak için... Kırmadan, incitmeden yaşamayı öğrenelim.. 



Gelelim bugünkü tarifimize. Ben Sergül'de gördüm, denedim ve gerçekten çok çok beğendim. Hemen tarife geçiyorum. Siz de ev yapımı çıtır çıtır cips yapmak isterseniz buyrun:

Malzemeler:

Kızartmalık sıvıyağ
1/4 paket çubuk makarna
Çeşni/karabiber ( veya sadee kırmızı ve karabiber + tuz kullanabilirsiniz )

Yapılışı:


  • Sıvıyağı tavaya alın ve ocağı açın. 
  • Yağ kızdığnda, altını biraz kısın ve ikiye böldüğünüz çubuk makarnalarınızı maşa ile karıştırarak kızartmaya başlayın.
  • Kızardıklarında bir kağıt havlu üzerine çıkarıp fazla yağını kağıt havlu ile alın.
  • Üzerine soğumadan dilediğiniz baharatları dökün ve harmanlayın ki tüm makarnalara baharat bulaşsın.
  • Soğuyunca afiyetle yeyin. 
Ben fazla yaptığımda 2 gn yediğimiz oluyor. Ama poşete koymayın, açıkta bekleyince birşey olmuyor.

Afiyetle...


Kore Filmleri Kaldığı Yerden Devam Ediyor :D



MORE THAN BLUE
( HÜZÜNDEN ÖTE )

Ailesinin kendisine büyük bir para bırakarak terk ettiği K ile tüm ailesini bir trafik kazasında kaybetmiş olan Cream, birbirleriyle lisede tanışırlar. Bir süre sonra, Cream K'nin evine taşınır ve ikili bazen abi ve kızkardeş, bazen baba ve kız, bazense karı ve koca olarak yaşamaya başlarlar. K, Cream'a büyük bir aşk beslemektedir ve Cream'ın sürekli erkek arkadaş değiştirmesini, uzaktan sakin bir şekilde izlemektedir. Ta ki ölümcül bir hastalığı olduğunu ve sadece birkaç ayı kaldığını öğrenene kadar. Şimdi sevdiği kadın için bir şeyler yapma vakti gelmiştir, çünkü geçmişte yaşadıklarının da etkisiyle Cream yalnız bırakılmaktan çok korkmaktadır. Bunu iyi bilen K, öleceği gerçeğini Cream'dan saklayarak, onu sağlıklı ve iyi bir erkekle evlendirmek için araştırmalara başlar. Ancak onun çabalamasına gerek kalmadan, Cream mesleğinde başarılı bir doktor olan Ju-hwan'a aşık olduğunu söyler. Bu K'nin kalbini paramparça etse de, sevdiği kadının hayatını mahvetmemek için bu ilişkiyi kabul eder ve Cream'a olan gerçek duygularını hiçbir şekilde açıklamaz.

YORUMUM: ÇOK GÜZELDİ, İZLEMELİSİNİZ. Ama peşinen söylüyorum, bazı sahnelerde boğazınızda bir şeyler düğümlenir gibi oluyor.


A Millionarie's First Love
Milyonerin İlk Aşkı

Para ile insani duygular arasındaki amansız savaşa popüler Kore sinemasından romantik bir bakış, Bir Milyonerinİlk Aşkı.Gündelik hayatımızda hakimiyetini yenemediğimiz paranın hayal perdeside keskin silahlarla saldırıp malup edebildiğimiz masalsı bir hüzün şöleni.

YORUMUM: GÜZEL BİR FİLM. Bolca ders çıkarılan o güzel filmlerden biri işte.



INNOCENT STEPS
( MASUM ASIMLAR )

Profesyonel bir dansçı ve dans hocası olan Young-sae, hayatında Sefiller'i oynamaktadır. Dans partneri, yarışmadan kısa bir süre önce onu terk etmiş ve birinci olabilmek için jüri başkanının oğlu, Young-sae 'nin ise ezeli düşmanı olan Hyun-soo ile birlikte piste çıkmıştır... Sang-doo Ma, Young-sae 'ye çok iyi, hatta şampiyon bir dans partneri bulur. Yalnız ortada ufak bir sorun vardır. Çin 'de, Chosun Halk Dansları Yarışması 'nı defalarca kazanmış olan Chae-rin 'in Güney Kore 'de yarışmaya girebilmesi için; vatandaşlık alması gerekmektedir...


YORUMUM: GÜZEL BİR FİLM. Eğlenceli, neşeli, tavsiyemdir.



My Sassy Girl 
( Hırçın Sevgilim )

Kyun-woo bir akşam evine dönerken metroda güzel bir kıza rastlar. Ne var ki kız kör kütük sarhoştur ve ayakta bile duramamaktadır. Kız trenin önüne düşmekten kurtaran Kyun-woo, bindikleri trende de kıza destek olmaya çalışır.
Trendeki diğer yolcular baygın olduğu için onu taşıyan Kyun-woo'nun kızın erkek arkadaşı olduğunu düşünürler, bu nedenle çocuk da kızı bırakıp gidemez. Bu karar insanın da hayatında bir dönüm noktası olacaktır.
Ho-sik Kim'in internette yayınladığı kendi anılarına dayanan hikayelerinin kitap haline getirilen aynı isimli romanından uyarlanan film, Günye Kore'nin en iyi romantik-komedilerinden biri olarak kabul ediliyor. 


YORUMUM: ÇOK GÜZEL BİR FİLM. Eğlenceli, neşeli, izlerken kimi yerde güldüm kimi yerde hüzünlendim. Aşağı yukarı her Kore filminde olduğu gibi sonunda yine sır perdesi aralanıyor. Bu filmin hollywood yapımı da yayınlandı hatta, ama onu izlemeyin. Ne de olsa orjinali gibi olmaz :D

Dipnot: Filmin ilk sahnelerinde bir duş sahnesi var. Duştan çıkarken üzerine birşey giymiyor başroldeki adam. Hani bu kısma dikkat edin siz de benim gibi bu tarz sahnelerden hoşlanmıyorsanız.


My Little Bride
( Benim Küçük Gelinim )

Manevi büyükbabasının hastalandığı haberiyle yurtdışındaki eğitimini bırakıp apartopar Kore'ye dönen Sangmin'i (Rae-won Kim) havaalanında karşılamaya beraber büyüdükleri, ondan yaşça çok küçük olan lise öğrencisi Boeun (Geun-yeong Mun) gelir.Çocukluğundan beri şımarık, çapkın ve sapık özelliklerini üzerinde taşıyan Sangmin dönüş yolculuğundaki uçakta ve havaalanında bile bu huyundan vazgeçmez. Sangmin ve Boeun eve vardıklarında, büyükbabanın hasatalığından daha büyük bir şokla karşılaşacaklardır.
Boeun'un büyükbabası Sangmin'in ninesine karşı hislerine rağmen, eski bir dostu ve de silah arkadaşı olan Sangmin'in büyükbabası ile çocuklarını evlendirmek üzere bir antlaşma yapmıştır fakat her ikisininde erkek evladı olduğu için anlaşma bir sonraki nesil için, yani torunları için geçerli olmuştur.Sangmin'in büyükbabasına verdiği sözü tutabilmek ve öldükten sonra onun yüzüne bakabilmek için ne olursa olsun Sangmin ve Boeun'nun evlenmesini sağlıcak.Bu uğurda her türlü hileye başvurmaktan çekinmeyecektir.
Boeun'nun annesi küçük yaştaki kızının bu şekilde evlenmesine razı değilsede geleneksel ailede kocalarının babalarına karşı çıkamayacağını bildiğinden, gönülsüz evliliğe razı olacaktır.Sangmin için gece hayatı, özgür yaşam ve sınırsız kadın hayalinden vazgeçmek anlamına gelecek olan bu evlilik kesinlikle kabul edilemezdir.Boeun ise okuluna devam etmek, kendi yaşıtları olan insanlarla ilişki kurmak için ve küçüklüğünden beridir tanıdığı Sangmin'nin güvenilmezliğinden dolayı bu evliliği kesinlikle istemesde büyükbabaları onlardan daha zeki ve tilki olduğu için kendilerini evlenmiş bulurlar.
Ev içerisinde evcili oynayan bu çift dışarıda birbirlerinden bağımsız hareket edeceklerdir.Tabi birbirlerine alışana kadar.



YORUMUM: EĞLENCELİ BİR FİLM, izlemelisiniz.


Bin Jip
( Boş Ev )

Genç ve gizemli bir adam hayatını tatildeki insanların boş evlerine girerek geçirmektedir. Başkasına ait evlere, yaşamlara girip çıkan bu tuhaf yabancı, tanımadığı insanların yataklarında yatıp, onların dolaplarından karnını doyurur, bunun karşılığında evlerindeki bozuk aletleri tamir eder, çamaşırlarını yıkar. İçine girdiği evleri, sahipleri dönmeden terkeden gizemli genç, günün birinde girdiği evlerden birisinin boş olmadığını farkeder. Kocası tarafından şiddete maruz bırakılan eski bir model'in evine giren genç adam bir süre, kadının varlığını farketmez. Genç adam ve kadın birbirlerinin farkına vardıklarında kelimelerin gereksiz olduğu bir yolculuğa çıkarlar.

YORUMUM: Film neredeyse sıfır konuşma ile tamamlanıyor. Ama kendi kendini çok güzel anlatan farklı bir film. İzlemelisiniz.

Patatesli Puf Ekmek Yapımı


Nerelerdeyim ben?

Haklısınız bunu sormakta. Yokum uzun zamandır. Varla yok arasında biryerlereyim daha doğrusu. Her gün hadi bugün yazayım diyorum ama telaşeler zaman zaman ağır basabiliyor. Hele ki şu son zamanla önemli bir kararın eşiğinde beklerken, sanırım biraz olsun kabuğuma çekilmek ve kafa toplamak istedim. Şimdi buradan ne olduğunu yazmayacağım zira dikkatli davranmam gereken bir konu ama işimle ilgili diyeyim. Neticelenecek ya da yeni bir yol çizilecek bir konuma gelirse, elbet paylaşırım sizlerle. Herşeyin hayırlısı diyorum şimdilik...


Bu arada, sizinle paylaşmadım ama sanırım 1 ay kadar önceydi bir ekmek makinası aldım. Sanırım geç almış olmamın pişmanlığını üzerimden atamayacağım. Ne harika bir aletmiş böyle. Temiz, sıcak, kendi damak tadına uygun ekmekler yiyebilmek ne güzelmiş. Üstelik makinanın yaptığı keklere de hayranım :D Ahh bir de kilo alma korkusu olmasa dibine vuracağım ya, neyse :D

Bir çok ekmek tarifi denedim. Bunlardan zaman zaman sizlerle çok beğendiklerimi paylaşaağım. Makinanız yoksa bile fırınınızda da bu ekmekleri kolaylıkla yapabilirsiniz. Bu yazımda yaptığım gibi ekmeklerinize şekil verin ve fırınınıza bir kap içinde su koyarak ekmeklerinizi pişirin. Ya da makinanız varsa, aşağıdaki tarifimi okuyun.

Malzemeler:

1 ortaboy haşlanmış patates - rendelenmiş
Yarımkap+1 kaşık süt - ılık - 
2 kaşık zeytinyağı
1 çay kaşığı tuz
2 kap un - ben tam buğday unu kullandım*
1,5 çay kaşığı instant maya

Dileyenler için bip sesinden sonra 1 kaşık ruşeym.

Yapılışı:

Makineye önce sıvı, sonra katı, son olarak en üste de unu bir çukur haline getirerek mayayı ekleyin ve makinenizi beyaz ekmek modunda, küçük somun büyüklüğünü seçerek çalıştırın. Elde yapacaklar için, mayalanmadan sonra yukarıdaki linkte gördüğünüz gibi şekil verin ve fırınınızda 180 derecede pişirin.

*Bim artık tam buğday unu getirmeye başladı. Kendi markası efsane unun hem tam buğdayı, hem kepekli unu var ve fiyatı da kesinlikle çok cazip. Deneyin, ben çok memnun kaldım.

Afiyetle...

Related Posts with Thumbnails